You are currently viewing Toprağın Öyküsü

Toprağın Öyküsü

Bir daha dünyaya gelseydim çiftçi olarak doğmak isterdim diye konuşmaya başlıyor, Huriye Teyze. Okusaydım toprakla ilgili büyük şeyler yapabilirdim kızım, diyor. Ona şu anda yaptığı şeyin de zaten çok değerli olduğunu, hiçbirimizin bu yetiye sahip olmadığını söylüyorum mutlu oluyor. Sizler için uğraşıyorum kızım, diyor. Midenize doğru düzgün bir şeyler girsin diye. Sonra anlatıyor toprağın nasıl sıkıntılar içerisinde olduğunu. Eskiyle şimdiyi karşılaştırıyor ama yılmadığını söylüyor. Hala ilaçlı tohumlar kullanmadığını, her şeyi zararsız yetiştirdiğini anlatıyor. Ömrüm yettiğince uğraşacağım, diyor. Sonra ekliyor; keşke siz gençler tanısanız toprağı. ”Topraktan geldik kızım, her şey toprakla olur, onu anlayın emi” diyor. Toprağa dokunmanın onu çok mutlu ettiğini söylüyor. Bu anlarda gözlerinin içi gülüyor. Huriye Teyze diyorum, gülmek ne çok yakışıyor sana derken patlatıyor kahkahayı ve ben fotoğraflıyorum o anı…

Huriye Teyze Denizli’nin bir köyünde dünyaya gelmiş. Evlendikten sonra merkeze taşınmışlar. Ama hiç bırakmamış toprağı. Yıllardır şehrin içinde bir tutam toprakla uğraşmaya, üretmeye devam ediyor. Üstelik kadın başına(!) yapmış her şeyi. Yıllardır gece gündüz demeden çalışmış. Nice tehlikeli meyve sebze hallerine girmiş, kadın başına! 60 yaşında değme şoförlere taş çıkartıyor. ”Toprakta ürettiklerimi sebze hallerine ulaştırabilmek için mecbur kaldım araba kullanmaya” diyor. Bir gün beni de al yanına birlikte dolaşalım diyorum, pazar pazar. Gülüyor yine. Senin gibi gençler iyi ki var, diyor. Sonra veriyor elime tırmığı hadi sür bakalım diyor toprağı. Tırmığı büyük bir istekle elime alıp ben de başlıyorum toprağı sürmeye. Huriye Teyze şaşkınlığını gizleyemeyerek elimin ne kadar yatkın olduğunu söylüyor. Çok şükür diyorum ailem bozkır hayatıyla bağını koparmadı. Bizi de tanıştırdı bu güzel duygularla. Aferin diyor sonra ekliyor, ”Hep böyle kal, bizlerden sonra toprak sizlere emanet!”. Yorgunluk çayının yanında içmesi için evden getirdiğim kurabiyeleri uzatıyorum ve ayrılıyorum oradan. Evimin balkonundan onu izlemeye devam ediyorum.

DENİZLİ-AYDIN yolculuğundaki 13 numaralı koltuğun verdiği ilhama teşekkür etmesem olmazdı.

Cansu ÖZBAKIR EKŞİ

İletişim: [email protected]

IG: @gezginanalog

Cansu Özbakır Ekşi

1989 Sivas doğumludur. Ege üniversitesi Tarih Bölümü mezunudur. Yine aynı üniversiteden pedagojik formasyonunu almıştır. Şimdilerde ikinci üniversite olarak Anadolu Üniversitesi AÖF’de Görsel İletişim ve Tasarımı bölümünü okumaktadır. Çocukluğundan beri fotoğraf çekmeyi çok sever. Fotoğrafa tam teşekküllü yönelimi ise 2019 yılında Analog fotoğrafçılığa başlayarak olur. Analoğa; kullanıcılarına geniş imkanlar sunması, ruhu ve özgürlük hissi nedeniyle tutkundur. Fotoğraf ise onun için; yaşamın hafızası, bir ifade biçimi, doğaya yöneliş, geçmişle bağ ve mistik bir ruh demektir.